Difüzyon nedir sorusunu basitçe, maddelerin çok yoğun ortamdan az yoğun ortama doğru hareket etmesidir şeklinde yanıtlayabiliriz. Su buharı difüzyon geçirgenliği ise, yapı bileşeninin iki farklı yönü arasındaki buhar basınç farkı nedeniyle içinden su buharını geçirmesi olarak açıklanabilir. Su buharı difüzyonu, iç ve dış ortamdaki havada bulunan özgül nem oranları eşitleninceye kadar basıncı fazla olan ortamdan az ortama olacak şekilde gerçekleşir. Her iki taraftaki basınç farkı nedeniyle gerçekleşmesi gayet normal olan bu durum, su buharı birikip yoğuşma ile su haline geldiğinde yüzeyde yapısal değişikliklere neden olabilir ve farklı problemler yaşamanıza yol açabilir.
Yoğuşma Nasıl Olur?
Yüzeyin iki yönü arasında gerçekleşen difüzyon işlemi, iki taraftaki basınçlar eşitlenene dek devam eder. Yaşam alanlarınızda bulunan iç ortam koşulları pek fazla değişkenlik göstermezken, dış ortam koşulları mevsimlere göre farklılık gözetebilir. Bunun sonucunda da iç ve dış ortam arasında gerçekleşen ısı akışı ve bağıl neme bağlı olarak bazı fiziksel etkiler ortaya çıkabilir.
Sıcak veya nemli havanın yapısal dokulara sızarak soğuk bir yüzey ile karşılaşması ile katman yüzeyinde yoğunlaşır. Bu olay da yüzeyde su zerreciklerinin oluşmasına neden olur.
Buna bir örnek olarak, kış mevsiminde evinizde soğuk cam ve duvar gibi yüzeylerde görülen terlemeyi verebiliriz. Yapı elemanlarının iç bölgelerinde meydana gelen bu su birikimi ilk etapta gözle fark edilmez ve zaman geçtikçe yapı malzemelerine zarar vermeye başlar.
Difüzyon yolu ile duvarlara ve doku malzemelerine olan etkisini ancak boya dökülmesi, nem/küf gibi durumlarla karşı karşıya kaldığınızda fark edebilirsiniz.
Yoğuşmayı görünür ve gizli olarak iki ayrı şekilde tanımlayabiliriz.
Görünür yoğuşma, yukarıda da bahsettiğimiz şekilde ‘terleme’ denebilecek yapıda, görünen yüzeyler üzerinde meydana gelir.
Gizli yoğuşma ise, yapı elemanlarının içinde ortaya çıkan, oldukça geç fark edilebilen bir durumdur.
Gizli yoğuşma, kontrol altına alınmadığında çok ciddi problemlerle karşı karşıya kalmanıza sebebiyet verebilir. Yapıda kullanılan malzemelerin deforme olmasına, çürümesine ve paslanmsına yol açabilir. Ek olarak biriken suyun donma ve çözülme aşamalarından geçmesi ile birlikte çatlamalara neden olur. Üstelik ortamda oluşan nem sonucu yaşam kalitenizi etkileyebilecek şekilde ortamdaki sıcak/soğuk dengesinin bozulması gibi olumsuz sonuçlar da doğurabilir.
Yoğuşma Çözümü Nedir?
Yaşam alanınızın yapısal dokularında çeşitli değişikliklere neden olan yoğuşmanın yaşam konforunuzu etkileyebilecek, önlem alınması gereken bir durum olduğunu belirtmiştik. Yoğuşmayı önleyebilmeniz için, alanı oluşturan yapı malzemelerini doğru niteliklerde seçerek doğru sıralama ile kullanmanızı öneririz.
Katmanlar arasında oluşacak yoğuşmayı engellemek için, yapıya mantolama uygulanması büyük önem taşır. Mantolama uygulaması yaptığınız takdirde yoğuşma noktası sıcaklığı dış cepheye doğru kayar ve yoğuşma riskini ortadan kaldırır.
Genellikle nem artışı ve yüzey yoğuşması nedeniyle meydana gelen dış duvar rutubetleri, cephelerde mantar ve küf oluşumuna sebep olduğu için, binanın dış duvarlarına uygulanacak bir mantolama işlemi ile ısı dengesi korunabilir ve cepheye uzun süreli koruma sağlanır. Dış cephe mantolaması tercih ederek aynı zamanda cepheyi yağmur, kar gibi mevsimsel şartlardan korur ve bina içinde nem, rutubet gibi problemlerin oluşmasına engel olmuş olursunuz. Bu gibi etkenlere karşı mantolamanın sağladığı bir diğer avantaj da demir ve beton gibi ana malzemelerin kalitesinin korunması ve alan ömrünün uzamasıdır.
Mantolama uygulamasını tercih ederek hem yapının ömrünü uzatmış hem de ileride daha büyük sorunlara yol açabilecek ısı ve nem dengesizliğine karşı önemli bir önlem almış olursunuz.